30 Ekim 2011 Pazar

Yatak Halılarında Kullanılan Renkler


"Acı, tatlı, soğuk gibi sübjektif kavramlardan biri olan renk bir cismin veya ışık kaynağının gözümüzde sebep olduğu etki olarak tanımlanabilir.""
Anadolu'da yüzyıllardır sürdürülen dokuma geleneğinde önemli bir yer kaplayan renk öğesi bazen yapıldığı yöreyi, bazen ait olduğu kişinin duygularını ifade etmiş, bazen de atalardan günümüze intikal etmiş motiflerinin yorumlanmasında etkili olmuştur.
"Türkler asırlar boyu duygularını ve becerilerini yansıtmada renklerle motifleri araç olarak kullanmışlardır. Orta Asya'da renkler hep bir anlam taşımış, özellikle dini ayinlerde ve seremonilerde renklerin sembolik rolleri olmuştur." 
Anadolu'da renklere öyle anlamlar yüklenmiştir ki insanların konuşmadan anlaşabilecekleri bir literatür oluşturulmuştur denilebilir. İnsanın kendini ifadesinde, sevinç ve üzüntülerini paylaşmasında bu kadar önemi olan bir öge, desen kompozisyonlarında da son derece etkili olmuş, bazı motifler dokundukları yörede sürekli aynı renk ile dokunmaya devam etmiştir. Rengin, Anadolu insanı tarafından bu denli ince bir ruh ile kullanılmasında kişinin doğayı tasvir etme eğilimi de etkilidir. Baharda canlanan doğayı birden fazla ve canlı renkler kullanarak tanımlayan dokuyucu farkında olmadan doğadan aldığı pozitif enerjiyi yaptığı dokumasına aktarmaktadır.
"Renklere olan düşkünlük Osmanlılar dönemi giysilerinde de görülmektedir. Kanuni dönemi ülkemize gelen Avusturya elçisi Busbecq'in "Türkler siyah giymekten pek hoşlanmıyorlar, o kadar ki paşalar Avusturya sefaret heyetini görünce hayretlerini
gizlememiş, hatta bu rengi seçmelerini yermişlerdi" demesi çok ilginçtir."
"Türkler giysilerinde kullandıkları temel renkler dışında halı ve kilim gibi diğer dokuma malzemelerinde de daha birçok renk türü geliştirmiş, üretmişlerdir. Anadolu'nun çok geniş bitki örtüsüne sahip olması boyacılık sanatında yeni renklerin üretimini kolaylaştırmıştır. Renkleri karıştırarak uzun senelerin bilgi ve deneyimlerini hazırladıkları boya malzemesinde ortaya çıkaran boya ustaları, kendi buldukları renkleri gizli tuttuklarından, renk çeşidinin artmasına ve gelişmesine neden olmuşlardır."
"Genellikle kadınlar tarafından yapılan bu dokumalar kadınlarda doğuştan varolan ince duyguların eserleridir. Koyundan aldıkları yünü kirmanda eğirip istediği renklere bazen kendisi boyamış, bazen de yakınında boyacı varsa boyatmıştır. Türk boyacıları 19. yy.'ın ikinci yansına kadar etrafında gördüğü çiçeklerin rengini halısında, kiliminde, çorabında görmek istediğinden, doğal boyaları solmayan olgun renklerde ve ipek parlaklığında ipliklere dönüştürmeyi başarmıştır."
Yatak halılannda da Anadolu'da dokunan yöresel dokumalardaki renk anlayışı hakimdir. Renkler göze en hoş gelecek şekliyle kompozisyondaki yerini almış, bazen bir rengin farklı tonlan kullanılırken, bazen de zıt renkler bir arada kullanılmıştır. Bir köye ait belirli desen kompozisyonundaki renk anlayışı da o kompozisyondaki değişmez motifler kadar sabittir. Ancak malzeme yetersizliği, boyamada farklı tonların elde edilmesini ya da dokuyucunun kendi isteği ile yaptığı değişiklikler de göze çarpmaktadır.
İncelenen örneklerde bazı halılarda ait oldukları desen kompozisyonundan tamamen farklı renkler dikkati çekmektedir. Bu duruma yukarıda sıralanan etmenler dışında halının dokunduğu dönem ve yıpranma süreci de neden olmaktadır. Yeni örneklerdeki renkler koyu ve parlak iken daha eski yıllarda dokunmuş olanlarda solmadan dolayı renklerin açık tonları kullanılmış gibi bir izlenim hakimdir. Buna ilaveten son yıllarda birbirine yakın dönemlerde dokunan halılarda etkileşim yolu ile renklendirmelerinde hiçbir fark görülmez iken bu örneklerden 50-60 yıl önce dokunan halılarda tercihen farklı renkler kullanılmıştır. Ayrıca doğal boyalar ile renklendirilen halılarda aynı renkler kullanılsa bile gözün algılama şekli tamamen farklı olacağından sanki farklı renklerle dokunmuş gibi görünmektedir. Son dönemlerde dokunan yatak halılarının büyük bir bölümünün kimyasal boyalar ile renklendirildiği düşünüldüğünde bu, eski örneklerin ayırt edilmesine ilişkin bir özellik olarak dikkati çekmektedir.
İncelenen örneklerin tamamına yakın bölümünde atkı ipliklerinde siyah, çözgü ipliklerinde ise ipin doğal rengi tercih edilmiştir. Atkı iplikleri kırmızı olan örneklerde bulunmaktadır fakat çok az sayıdadır. Yünün doğal rengi sarımtırak bir beyazdır. Bu tonlama yünün özelliğine bağlı olduğu için her örnekte değişebilmektedir. İlme ipliklerinde her üç yerleşim biriminin desen kompozisyonunda da ortak renklerin çokluğu dikkati çekmektedir. Beyaz, örneklerin büyük bir kısmında yer alırken, siyah ile motif sınırları belirlenmiş sırası ile kırmızı, sarı ve lacivert bütün kompozisyonlarda en fazla görülen renkler olmuşlardır. Nuzumla köyü desen kompozisyonunda halı zemini lacivert, büyük bordür sarı ve küçük bordürler beyaz zeminli iken, Yeşildere köyünde halı zemini kırmızı, büyük bordür sarı, küçük bordürler siyah zeminlidir. Çalman beldesinde incelenen yatak halılarında ise halı zemini koyu kırmızı büyük bordür sarı ve küçük bordürler beyaz renk ile renklendirilmiştir. Bazı örneklerde sıradışı ve diğer örneklere göre şaşırtıcı renkler küçük alanlarda kullanılarak kanımızca belli bir iz ya da şahısa ait bir imge oluşturulmaya çalışılmıştır. Kullanılan eflatun ve pembe renkler bunun en iyi örneğidir. Örneklerin genelinde motiflerin renklendirilmesinde bej, beyaz, bordo, kahverengi, kırmızı ve tonları, lacivert, mavi ve tonları, sarı ve tonları, siyah, yeşil ve tonları ve turuncu renkler kullanılmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder