26 Ekim 2011 Çarşamba

Yatak Halılarının Renklendirilmesinde Kullanılan Boyalar


Cisimleri renklendirmek için kullanılan karışıma boya, boya elde edilmesinde kullanılan, renk veren maddeye ise boyarmadde denir. "Ancak boya ile boyarmadde eşanlamlı değildir. Boyarmaddeler bir bağlayıcı ile karışmış olarak çözünmemiş karışımlardır. Boyalar ise bir yüzeyi kapatmak amacı ile kullanılır ve uygulandıklarında yüzeyde renklendirme dışında hiçbir değişiklik yapmazlar."
"Tekstil ürünlerini boyama arzusu ilk M.Ö. 5000'lerde dokumanın bulunması ile ortaya çıkmıştır. Önceleri çeşitli pigmentler elyaf üzerinde uygulanmış, bunun sürtme ve yıkama yoluyla kalıcı olmadığı görülünce başka yollar aranmıştır." Mordanlama yöntemleri ve renklerin farklı tonlarının elde edilmesi bu çalışmalar sonucu ortaya çıkmıştır. Bu çalışmalar kapsamında insanlar çevrelerindeki bitkiler ve böcekler gibi doğal kaynaklardan elde ettikleri boyalarla dokumalarını renklendirmiş- lerdir. Bitkisel boyacılıkta bitkinin kök, yaprak, meyve gibi çeşitli kısımlarından yararlanılır. "Boyarmadde içeren böceklerin ise dişi türleri kurutulup toz haline getiril-
I Q       t
dikten sonra kullanılır." Çin kaynaklarından alınan bilgilere göre doğal boyacılık M.Ö. 3000 tarihine tarihlendirilebilir. Anadolu'da boyacılık M.Ö. tarihlere kadar uzanmaktadır. "Boyalık denilen tarlalarda boya bitkileri yetiştirilirdi. 1700'lü yıllarda dünyadaki kök boya tüketiminin 2/3'sini Türkiye karşılamakta ve Avrupa'ya İzmir limanından ihraç etmekteydi. 1875 yılına kadar bu durum devam etmişti.  Günümüze ulaşabilen bazı doğal boyamacılık yöntemleri o dönemin zengin renk ve boyama anlayışından kaynaklanmaktadır. Doğal boyacılık 19. yy.'m ikinci yarısına kadar aynı başarı ile kullanılmaya devam etmiştir. "Bitkisel boyaların fevkalâde başarıyla kullanılması, rengini atmaması, daima parlak renkli olması ve de soluk renklere pek rastlanmaması Türk halılarını doğu halılarından ayırır."  XIX yy'm ikinci yansından sonra kullanılmaya başlanan sentetik boyalann etkisi ile doğal boyalar zamanla unutulmuş ve yok olmaya yüz tutmuştur.
"İlk sentetik boya olan prusya mavisi 1704'de keşfedilmiştir."  "Sentetik boyar maddelerin hemen hemen 10 kat verimle tabii boyarmaddenin yaptığı boyamayı sağlaması, tabii boya fiyatlannı da düşürmüştür. Tabii boyarmaddelerin elde edilmesindeki zorluklar, hazırlama sürelerinin uzunluğu, haslık, tabiilik, dayanıklılık gibi sentetiklerde bulunmayan bazı özellikler, sentetik boyama yöntemlerindeki kolaylıktan dolayı görmezlikten gelinmesine sebep olmuştur. Halbuki sentetiklerde hiçbir zaman tabii sıcaklığa ulaşılmamıştır."
Kimya sanayinin kurulması dokuma sanayinin gelişmesine sebep olmuştur. Doğal boyacılığın geliştirilmesi için mevcut çalışmalar yapılmış ama sonuca ulaşılamamıştır. Kimyasal boyalar yaygın olarak kullanılmaktadır.
Yatak halılarının dokunduğu bölgede yapılan araştırmada 50 yıl ve daha eski örneklerde halının bütününde ya da renklerinde doğal boyaya rastlanırken, yeni örneklerin hiçbiri de doğal boya kullanılmamıştır. Bu örneklerde tamamen kimyasal boya hakimdir. Yöre halkından alınan bilgiler doğrultusunda köylüler tarafından "boyacı" olarak tabir edilen kişilerin köye gelerek iplikleri boyadıkları belirlenmiştir. Boyama yöntemi suyun içine daldırarak kaynatma usulü yapılmaktadır. Örneklerin bazı- lannda kahverengi ipliğin doğal olduğu saptanmıştır. Bu boya için süpürge otu ve ceviz kabuğu kullanılmıştır.
Eski örneklerin boyanmasında kullanılan bitkileri saptamak için bölgede yapı­lan araştırmada kırmızı ve tonlarını elde etmek için kullanılan kökboya otu, yapışkan otu, dilkanatan otu, boya pürü gibi yöresel adlan olan Rubia tinctorum L. isimli bitki­ye rastlanmıştır (Bkz. Fotoğraf No: 13).
 
Pseudo purpirin, alizorin gibi boyar maddeler içeren bu bitkinin yörede kulla­nılan özel bir yöresel adı bulunmamaktadır. İncelenen doğal boyalı örneklerin kırmızı zeminlerinin bu boya ile renklendirildiği saptanmıştır. Eski örneklerin sahiplerinden alınan bilgilere göre doğal boyalı halıların boyanmasında boya elde etme ve boyama işlemlerini dokuyucular kendileri yapmışlardır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder