15 Kasım 2011 Salı

Halı Motifleri 2



          Sekizgen İçinde Sekiz Köşeli Yıldız (Turunç): "Ersan ve Sanık Türkmenle¬rinin halı dekorlannda sık sık yer alan sekizgenlerin kare biçimlerden doğduğunu bili¬riz. Aslında bu gelişme kare uçlarının güdük yapılmasıyla ortaya çıkmış ve sekizgen biçimler elde edilmişti."47 Sekizgenler her dönemde geometrik süslemenin ayrılmaz bir parçası olarak kullanılmış, merkezleri boş bırakıldığı gibi çeşitli süsleme öğeleri ile de doldurulmuştur. Nuzumla yatak halılarının büyük bordüründe içleri sekiz köşeli yıldızlarla dolgulandınlmış olarak sıralanan sekizgenlere yörede "turunç" denmekte¬dir. Ve yatak halılarında belirgin bir motif olarak kullanılmaya devam etmektedir (Bkz. Çizim No: 17).

- Su Yolu Motifi (Çarpraz Su Motifi): Yatak halılarının küçük bordürlerinde rastlanan su yolu motifi yörede "su motifi", "çapraz" gibi isimlerle anılmaktadır. Ya¬şam kaynağı suyu temsil eden motif bereketi ve yaşamın devamını simgelemektedir (Bkz. Çizim No: 18-19).


13 Kasım 2011 Pazar

Halı Motifleri 1

Kaşık Motifi: Nuzumla yatak halılarında merkezden dört yöne doğru bereket motiflerinin dışında uzanan oklardan meydana gelen motiftir. Geometrik ışınsal hatla¬rın meydana getirdiği motif tamamen yöreseldir ve yöre halkı tarafından "kaşık" ola¬rak tabir edilmekte ve kullanılmaktadır. Motif; nesnesel olarak kaşığa benzetilmiş ve geometrik olarak stilize edilmiştir (Bkz. Çizim No: 13).
13. Kaşık Motifi.
 
- Koç Boynuzu: "Anadolu'da "boynuzlu yanış", "koçlu yanış" gibi isimlerle de anılmaktadır. Uğuru, kısmeti, kahramanlığı, kuvveti ve erkeği simgeler, pek çok yöre dokumasında görülür."
Yatak halılarında merkezdeki topların dış sınırlarında görülmektedir ve yöre in¬sanı tarafından da aynı isimle anılmaktadır (Bkz. Çizim No: 14).

 
- Küpe Motifi: Nesnelerin dokumalarda tasvir edilmesine iyi bir örnektir. Dü­ğünlerde verilen hediyeyi, evlenme, yuva kurma isteğini simgeler. Tamamen stilizasyona uğradığı için geometrik hatlar içinde küçük eşkenar dörtgenler olarak, ha­lıda merkezdeki topların birbirine bakan kısımlarında kullanılmıştır. Yörede küpe ola­rak bilinmektedir...
- S Kıvrımlı Motifi: Genellikle bordürlerde görülen bu motif yatak halılarında merkezde dolgu motifi olarak kullanılmaktadır. "Bunların sembolik anlamları olması muhteliftir. Belki de damgalarla ilgilidir. Nitekim "S" harfinin şark halılarında kudret veya sedayı temsil eden kulak sembolü olduğu kabul edilir." (Bkz. Çizim No: 16).

11 Kasım 2011 Cuma

Halı Motifleri


Ejder Motifi (Tabanca): "Dede Korkut masallarında dört ayaklı, iki kanatlı, yedi başlı, uzun kuyruklu olarak tasvir edilen"  ejder, süsleme sanatında güç, kudret, bereket ve saadet sembolü olarak kabul edilmiştir. "Taoizmde kainatı yaratan ve herşeyin kendisinden çıktığına inanılan süsleme öğesidir."  "Orta Asya Türkleri ara¬sında büke, evren, luu, nek, kök-luu, abırga, acırga, indel-endek diye tanınan ejder motifi, Anadolu'da günümüzde halk arasında ejder, ejderha, şahmeran, yılan, eğri g(k)ıvrım, dolaşık, yılan dolandı, evren, dalaşa evren isimleri ile anılır."  Beylikler ve Osmanlı döneminde halılarda görülmüştür. Ejder motifi dokumalar üzerinde çok çe¬şitli şekillerde görülür. Hayvan mücadelelerinde, dikdörtgen ve kareler içinde, yılan şeklinde, çengelli olarak merkezin her iki yanında ve daha pek çok şekilde ejder tas¬virlerine rastlanmaktadır. Nuzumla yatak halılarında zeminin köşegenlerine içe bakan dış sınırları çengelli olarak geometrik tarzda yerleştirilen ejder motifine yörede "tabanca" denmektedir (Bkz. Çizim No: 11).



- Göz Motifi: Göz motifinin kaynağı çok eskilere dayanmaktadır. "Eski insan¬ların düşüncesine göre gözün şematik şeklini üzerilerinde taşımak kendilerini kem gö¬zün etkisinden korurdu. Taş üstüne iyi çizilmemiş ya da kazılmamış bu figür bir üçgen doğurmuştur. Bu üçgenin ortasında da bir nokta vardır. Bu nokta göz bebeğini, üçge¬nin köşesindeki küçük çizgilerde kasları tasvir etmekteydi."  Göz motifi korunma ve rızık ile ilgili simgesel anlamlar taşır. Yatak halılarında merkezde dolgu motifi olarak kullanılmıştır. Yörede "göz" olarak adlandırılmaktadır (Bkz. Çizim No: 12).




9 Kasım 2011 Çarşamba

Nuzumla ve Mesudiye Köyü Yatak Halılarında Kullanılan Motifler

Ayak Naaşı: Yatak halılarının kilim örgüsü kısmından ilmeli kısmına geçiş yapılırken, genellikle başlangıç kenarında, bazı örneklerde hem başlangıç hem bitiş kenarında yer almaktadır. Yörede "ayak naaşı" olarak isimlendirilen motif, başlangıç nakışı, kenar süslemesi anlamlarını taşımaktadır. Yanyana üst kısmı açık kareler içine yerleştirilmiş koçboynuzu motifleri ve bu motiflerin üst kısmında karenin açık kıs¬mından çıkan çengeller yer almaktadır (Bkz. Çizim No: 7).
 
- Baklava Motifi: Halılarda genellikle zeminde dolgu motifi olarak kullanılan baklava motifi simetrik ve dengeli bir ifade taşımaktadır. Birbirine eşit döıt kenardan meydana gelen motif geometrik motiflerin en çok kullanılanlanndandır (Bkz. Çizim No: 8).



- Bereket Motifi: Kadın erkek ilişkisini, üremenin ve insan rızkının bol olma¬sını simgeleyen bu motif çeşitli meyve motifleri ve buğday, arpa başaklarını tasvir et¬mektedir. Yatak halılarında merkezdeki çiçek motifinin dört yönüne yerleştirilmiş ola¬rak bulunmaktadır (Bkz. Çizim No: 9).



- Çiçek Motifi (Yıldız): "Renk ve güzellikleri ile insanların daima zevkini ok¬şayan tabiat ürünü çiçek, halı için en elverişli motiftir."  Bütün çeşitleri son derece gelişmiş bir sanat anlayışı ile resmedilen çiçekler bazı dönemlere damgalarını vur¬muşlardır. Figürlerin kırık ve düz çizgilerle ifade edilmesinden doğan anlayışın deva¬mı olarak bitkisel motiflerin köşeli hatlarla ve geometrik tarzda kullanışı ortaya çık¬mıştır. Bu nedenle bitkisel süslemeler tabii halleri ile çok az kullanılmışlardır. "Halı zemini düzenlenirken sekizgenler rozetlere (gül), araya oturtulmuş eşkenar dörtgenler de yıldız şeklindeki çiçeklere transforme olmuşlardır."  Yatak halılarında da geomet¬rik çiçek motifleri zemindeki toplann içinde merkezde ve dolgu motifi olarak kulla¬nılmıştır (Bkz. Çizim No: 10).

7 Kasım 2011 Pazartesi

Yatak Halılarında Kullanılan Motifler


Motif; her çeşit dokuma eşya üzerinde görülen, kompozisyonu oluşturulan un­surlardan birisidir. Süslemede bütünü oluşturan en küçük parçalar olarak da tanımla­nabilir.
"Bazı motifler Anadolu'nun yerli kültürüne bağlanırken, bazıları Asya sanat çevresine, bir kısmı da İslam sanatına dayanır." Ortaya çıkış nedenleri Türk damga­larına ve Türk mitolojisine dayana motiflerde mevcuttur. Aynı zamanda mahalli çevre, milli kültür, gelenek görenek, adet, tarihi etki ve ticari bir unsur olması dolayısıyla mo­da, motiflerin ortaya çıkış ve gelişmelerini etkileyen en önemli etkenleri olmuşlardır.
Herhangi bir dokuma ürünün düz renk, desensiz olarak dokunması mümkün iken bu hiçbir zaman tercih edilmemiş, dokumalara renkler ve motifler aracılığı ile hep bir anlam yüklenmeye çalışılmıştır. Bu; Anadolu insanının ruhundaki coşkuyu, sanat anlayışını ve ince zevkini en iyi şekilde yansıtmaktadır. Selçuk MÜLAYİM'de "Tanımsız Figürlerin İkonografisi" isimli makalesinde motif ve kompozisyonun işle­vini; "Biçim yapısındaki çağrışımlarla, kendi semboliğini üstünde yer aldığı nesneye eklemek, ona manevi derinlik ve öz kazandırmak, bir başka deyimle o eşyayı kimlikli kılmaktır" olarak yorumlamıştır. Böylelikle geçmişin izlerini, taşıyan motiflerde bir daha yaşanması ve yaratılması mümkün olmayanın geleceğe aktarılması ve geçmişle gelecek arasında bağlantı kurulması sağlanmış olmaktadır.
"Türk dokumalanndaki motiflerin temelde binlerce yıllık zaman, onbinlerce yıl­lık coğrafya farklılıklarına, kültür çevrelerinin yabancılıklarına rağmen sağlam ve dü­zenli bir "ayniyet"i koruyup, devam ettirmesi son derece dikkati çeken bir özelliktir."™
Ancak "her motifin yüklendiği mutlak bir manevi anlamı vardır" yargısı tam olarak doğru değildir ve savunulması güç bir durumdur. Bazı motifler dokuyucunun yaratıcılığından, gözüne hoş geldiği şekilde dokunmasından ya da dokumanın tekni­ğinden kaynaklanan nedenlerle ortaya çıkmaktadır. Ya da bir motif taşıdığı anlamı ile değil de son derece somut bir şekilde görsel kaygılarla ve eğer alıntı yapılıyorsa, gö­rülen şekli ile dokunmaktadır. Nuzumla ve çevresinde dokunan yatak halılarının mo­tifleri incelendiğinde de bu özellik göze çarpmaktadır. Motiflerin Türk süsleme sana­tında çok sık görülen ve belli başlı anlamlar yüklenen motifler olmasına rağmen son dönem okuyucuları ile yapılan görüşmede yatak halılarında görülen kompozisyon ve motiflerin seçimleri konusunda tek etkenin daha önce dokunmuş örnekler olduğu tes­pit edilmiştir. Eski örneklerde günümüze aktarılan manevi bir anlatım ya da ifade mevcutsa da son örnekler bu kaygılardan uzak sadece dokumanın fonksiyonelliğine duyulan ihtiyaç ve geleneği sürdürme eylemi olarak dokunmuştur. Bu nedenle yatak halılarında; kullanılan motiflerin literatürdeki anlamları dışında farklı bir anlama ve kullanım sebebine rastlamak mümkün olmamıştır.
Türk dokumalanndaki motifler kendi içinde bir bütünlük göstermektedir. Bu da motiflerin ortak anlatımından ve teknik, malzeme, kompozisyon ve renk ne olursa ol­sun ortak kullanımından kaynaklanmaktadır. Aynı motif farklı dokumada, farklı tek­nikte, bir başka desen kompozisyonu içinde karşımıza çıkmaktadır. Sümerhalı Ürün AR-GE Müdür Yardımcısı Fahrettin KAYIPMAZ ile yapılan söyleşi de Nuzumla kö­yü yatak halılarının büyük bordüründe görülen ve yörede "turunç" denilen motifin şarkışla kotan halılarında görüldüğü ortaya çıkmıştır. Yeşildere yatak halılarında gö­rülen "bulutsu" denilen bordürlere ise Çanakkale Ayvacık halılarında rastlanmıştır. Bunun gibi örnekler çoğaltılabilir. Yatak halılarında görülen bazı motiflere yatak halı­sının dokunmadığı ve kullanılmadığı Nuzumla'nın çevre köylerindeki kilim dokuma­larında kullanılan farklı desen kompozisyonları içinde ortak motiflere rastlamakta mümkündür. Nuzumla yatak halılarının büyük bordüründe kullanılan ve yörede "eğişmeş" olarak bilinen dört yönlü kazayağı motifi Yeşildere ve Çalman yatak halısı bordürlerinde de kullanılmıştır. Yapılan araştırmada kullanılan birçok motifin yörede literatürden farklı yöresel anlamlan mevcut iken (Bkz. Yerel Dokuma Terimleri Söz­lüğü) köyler arası bu isimler aynı kalmakta ve her köyde ortak olarak aynı şekilde anılmaktadır.
Yatak halılannda kullanılan motiflerde natüralist anlatımların yanısıra stilizasyona çok geniş yer verilmiş bu da motiflerin smıflandınlmasında bir takım güçlükler ortaya koymuştur. Göz, koçboynuzu, haç gibi motifler sembolik bezemenin, akrep, ejder, elibelinde gibi motifler figürlü bezemenin bir parçası iken geometrik ola­rak şematize edildiği için geometrik bezemenin bir parçası olarak ifade edilmiştir. Bu­nun yanında bitkisel motiflerden; çiçek, bereket, badem, hayat ağacı, pıtrak, nesne motiflerinden; sandık, kaşık, tarak, muska, küpe, eldiven ve saçbağı motifleri kuvvetle geometrik olarak stilizasyona uğradığı için halılarda tamamen geometrik motiflerden oluşan bir kompozisyon sergilenmiştir. Hiçbir motif doğada bulunduğu şekli ile res­medilmemiş, genel anlatıma ve birbirine uygun olarak geometrize edilmiştir. Bunda halıların kaim iplikle 2 ya da 3 kat olarak kalın kalitede dokunmalarından dolayı yu­varlak hatlarda bu kalınlık ile zorlanılacak olmasının, köşeli hatların daha kolay uy­gulanmasının etkisi de büyüktür.
İncelenen yatak halısı kompozisyonları Nuzumla ve Mesudiye köylerinde ta­mamen aynı olduğu için kullanılan motifler 3 bölüme ayrılarak incelenmiştir.

5 Kasım 2011 Cumartesi

Çalman Kasabası Halısı

Çizim No: 6. Çalman Kasabası Yatak Halısı Desen Kompozisyonu.
İncelenen bütün yatak halılarında ortak özellik bordür sayısıdır. Tüm örneklerde iki küçük bir büyük olmak üzere toplam üç adet bordür mevcuttur. Bunun dışında, dolgu motifleri de tüm örneklerde ortak olarak kullanılmıştır. Halının başlangıç kıs¬mında dıştaki küçük bordürden önce uygulanan "ayak naaşı" da halıların tamamına yakın bir kısmında görülmektedir. Bir bölgeye ait bordür ya da dolgu motifinin farklı bir desen kompozisyonu içinde bir başka köyün yatak halısında görülmesi bölgelerarası etkileşimin en iyi örneğidir.
İncelenen örneklerde, sabit desen kompozisyonları içinde dokuyucunun yaratı¬cılığını kullanması sonucu ortaya çıkan küçük farklılıklara rastlanmıştır. Bu farklar bazen malzeme yetersizliği nedeni ile de ortaya çıkmaktadır. Kompozisyonun çeşit¬lenmesinde etkili olan bir başka unsur da dokumanın ortaya çıkarıldığı dönemdir. İn¬celenen örneklerde birbirine yakın dönemlerde dokunan yeni örneklerde ortak özel¬likler çoğalırken, eski örneklerde dikkati çeken küçük farklılıklara rastlanmaktadır. Yatak halılarının genel desen kompozisyonlarına yörede belli bir ad verilmemektedir.
"Bir kısım hayvan postları ve hasır yaygılarda görüldüğü gibi halı ve kilimler de renksiz ve desensiz dokunabilirdi. Elimizdeki malzeme birikimi açıkça gösteriyor ki bunun böyle olması istenmemiştir. Atkı ve ilmeklerle üretilen yaygıların dokuma süreci boyunca motif süreci de aynı anda yürütülerek genişleyen alan, bezenmiş yüzey olarak ortaya çıkmaktadır."

3 Kasım 2011 Perşembe

Nuzumla Köyünde Halıcılık


Özellik en iyi şekilde Nuzumla köyünde kendini göstermektedir. Bunun en açık sebebi ikinci bir halının bir öncekinin sırtından bakılarak dokunmasıdır. Nuzumla köyü yatak halılarında en belirgin özellik iki küçük, bir büyük bordürden sonra mer­kezde birbirine bağlantılı, altıgen formunda iki adet topun bulunmasıdır. Bağlantı ve dolgu motifleri ne olursa olsun bu iki adet top bütün halılarda uygulanmıştır. Toplann merkezinde bulunan çiçek motifleri bazı örneklerde yıldıza dönüşebilmektedir. Fakat bütün örneklerde değişmeyen bir başka kompozisyon öğesi merkezden dört yöne doğ­ru ilerleyen "kaşık" motifidir. Ayrıca toplann köşegenlerine yerleştirilen toplam sekiz adet yörede "tabanca" denilen ejderha motifi içi dolgulu ya da dolgusuz olarak bütün halılarda uygulanmıştır. Büyük bordürde görülen "turunç" motifi ve büyük bordürün açık sarı zemini ile küçük bordürlerde görülen beyaz zemin üzerine su yolu motifi ha­lıların tamamına yakın bir kısmında görülerek, Nuzumla köyü yatak halısı desen kom­pozisyonunun genel karakterini oluşturmaktadır (Bkz. Çizim No: 3).
Mesudiye köyü Nuzumla köyüne mesafe olarak en yakın köy olmasının yanın¬da, yatak halılarında taşıdığı desen kompozisyonu da tamamen ayındır. Genel kurgu ve dolgularda kullanılan motiflerde hiçbir farklılık yoktur. İki köy arasında halıların sırtından bakılarak yapılan alışveriş sonucu ortaya çıkan bu durumdan dolayı halılar ancak ait oldukları kişilerin adlan ile ayırtedilebilmektedir.
Yeşildere, köyü yatak halılarında Nuzumla ve Mesudiye köylerinden tamamen farklı bir desen kompozisyonu hakimdir. Ve diğer köylerdeki gibi sabit bir desen kompozisyonuna sadık kalınmamıştır. Halılar arasında genel düzen ve bordürlerde kullanılan motiflerde benzerlik vardır fakat tamamen aynı iki örneğe rastlanmamıştır. Yeşildere köyü yatak halılarının desen karakterindeki ortak özellik; iki küçük bir bü¬yük bordür ve en dikkati çeken özellik olan halı zemininin boş bırakılıp, motiflerin raport düzende, bazılarında sonsuzluk ilkesi gözetilerek düzenlenmesidir.
Büyük bordürlerde yörede "bulutsu" denilen çengellerden oluşan desen kompo¬zisyonu incelenen halıların tamamına yakın bir kısmında görülmektedir. Bütün ör¬neklerde görülen kırmızı renkli halı zeminine bazı örneklerde yörede "eldiven" deni¬len el-tarak motif, bazılarında sekiz köşeli yıldız, bir tanesinde yörede "sandık" deni¬len kare formlu geometrik motifler ve bir tanesinde de ejder ve koçboynuzu motifleri raport düzende yerleştirilmiştir. Yeşildere köyü yatak halıları diğer köylere ait yatak halılarından kırmızı renkli halı zeminine birbirinden kopuk olarak yerleştirilmiş mo¬tifleri ile ayırt edilebilmektedir

Ketenli (Çalman) kasabasında yapılan incelemede ise yatak halılarının birbirine çok benzer özellikte desen kompozisyonu ile dokunduğu, istisnalar dışında halıların ancak renklerinden ayırt edilebildiği saptanmıştır.

Çalman yatak halılanndaki desen karakterinde en belirgin özellik halı zeminin¬de yer alan, sınırlan ve merkezinde sandık motifi bulunan madalyon tarzında göbektir. İncelenen halıların tamamında bu özellik mevcuttur ve bu göbek ile Çalman yatak ha¬lıları diğer köylerdeki yatak halılanndan ayırtedilmektedir. Büyük bordürlerde yörede "eğişmeş" denilen dört yönlü kazayağı motifi bütün örneklerde ya tek başına tekrarlana¬rak ya da koçboynuzu ve pıtrak motifleri ile atlamalı olarak yerleştirilerek kullanılmıştır. İncelenen bütün örneklerde görülen bir başka özellik ise hah zemininin köşegenlerine yerleştirilen yörede "tabanca" denilen ejder motifidir. Halılann büyük bir kısımda büyük bordürlerin yatay ve dikey kısımlan farklı olarak tasarlanmıştır.

1 Kasım 2011 Salı

Yatak Halılarında Kullanılan Kompozisyon


Dokuma sanatında, yöresel dokumalarda kullanılan kompozisyon, yapılan doku­maya ve bölgeye ait özellikler taşımakta ve bu özellikler değiştirilmeden aktarılmaktadır.
"Bölge halı karakterlerinin bozulmadan dokunması, devamının ne kadar sürdü­ğü ve tiplerinin neden bozulduğu andınlatılması lazımgelen bir keyfiyettir."
"Milletleri tarihi bir varlık olarak oluşturan kültürel değerlerin en önemli ele­manlarından biri sanat gelenekleri ve bu geleneklerden doğan estetik kriterlerdir. Yüzyıllardan beri devam eden motif, kompozisyon ve estetik kriterler toplumun inançları doğrultusunda ortaya çıkmakta ve çok az değişikliğe uğrayarak devam etmek­tedir. Türklerin inanç felsefelerine dayalı olarak yaptıkları hah ve kilimlerin süsleme programlarında da bu dini prensipleri ve estetik kriterleri takip etmek mümkündür."
Nuzumla ve çevresindeki köylerde dokunan dokumaların desen kompozisyon­larında da bu izlere rastlanmaktadır. Desenler ve desenleri oluşturan motifler belli bir görüşü ve duyguyu temsil eden imgeler olarak nesilden nesile aktarılmakta ve yüzey­de gözü ilk etkileyen unsurlar olarak, sınıflamada önemli rol oynamaktadırlar. Yatak halıları sağlam bir kompozisyon düzenine sahiptir. Halıya bakıldığında yatak halısı olup olmadığı uzun havlarının dışında, desen kompozisyonundan anlaşılmaktadır. Bir yöreye ait desen karakteri halılara öyle sağlam ilkeler ışığında aktarılmaktadır ki aynı yöreye ait iki yatak halısı birbiri ile karıştırılabilmektedir. Bunun yanında inceleme yapılan köylerden üç tanesinin desen karakteri de birbirinden ilk bakışta ayırt edebile­cek boyutta farklıdır. Dar bir coğrafya içinde büyükten küçüğe geçen bir özellik ola­rak geleneksel anlamda dokunan bu halılarda, kendi bölgesi içinde genel desen kom­pozisyonuna taviz verilmeksizin bağlı kalınmış ve sürdürülen kompozisyon o bölge­nin yatak halılarında simge haline gelmiştir.

30 Ekim 2011 Pazar

Yatak Halılarında Kullanılan Renkler


"Acı, tatlı, soğuk gibi sübjektif kavramlardan biri olan renk bir cismin veya ışık kaynağının gözümüzde sebep olduğu etki olarak tanımlanabilir.""
Anadolu'da yüzyıllardır sürdürülen dokuma geleneğinde önemli bir yer kaplayan renk öğesi bazen yapıldığı yöreyi, bazen ait olduğu kişinin duygularını ifade etmiş, bazen de atalardan günümüze intikal etmiş motiflerinin yorumlanmasında etkili olmuştur.
"Türkler asırlar boyu duygularını ve becerilerini yansıtmada renklerle motifleri araç olarak kullanmışlardır. Orta Asya'da renkler hep bir anlam taşımış, özellikle dini ayinlerde ve seremonilerde renklerin sembolik rolleri olmuştur." 
Anadolu'da renklere öyle anlamlar yüklenmiştir ki insanların konuşmadan anlaşabilecekleri bir literatür oluşturulmuştur denilebilir. İnsanın kendini ifadesinde, sevinç ve üzüntülerini paylaşmasında bu kadar önemi olan bir öge, desen kompozisyonlarında da son derece etkili olmuş, bazı motifler dokundukları yörede sürekli aynı renk ile dokunmaya devam etmiştir. Rengin, Anadolu insanı tarafından bu denli ince bir ruh ile kullanılmasında kişinin doğayı tasvir etme eğilimi de etkilidir. Baharda canlanan doğayı birden fazla ve canlı renkler kullanarak tanımlayan dokuyucu farkında olmadan doğadan aldığı pozitif enerjiyi yaptığı dokumasına aktarmaktadır.
"Renklere olan düşkünlük Osmanlılar dönemi giysilerinde de görülmektedir. Kanuni dönemi ülkemize gelen Avusturya elçisi Busbecq'in "Türkler siyah giymekten pek hoşlanmıyorlar, o kadar ki paşalar Avusturya sefaret heyetini görünce hayretlerini
gizlememiş, hatta bu rengi seçmelerini yermişlerdi" demesi çok ilginçtir."
"Türkler giysilerinde kullandıkları temel renkler dışında halı ve kilim gibi diğer dokuma malzemelerinde de daha birçok renk türü geliştirmiş, üretmişlerdir. Anadolu'nun çok geniş bitki örtüsüne sahip olması boyacılık sanatında yeni renklerin üretimini kolaylaştırmıştır. Renkleri karıştırarak uzun senelerin bilgi ve deneyimlerini hazırladıkları boya malzemesinde ortaya çıkaran boya ustaları, kendi buldukları renkleri gizli tuttuklarından, renk çeşidinin artmasına ve gelişmesine neden olmuşlardır."
"Genellikle kadınlar tarafından yapılan bu dokumalar kadınlarda doğuştan varolan ince duyguların eserleridir. Koyundan aldıkları yünü kirmanda eğirip istediği renklere bazen kendisi boyamış, bazen de yakınında boyacı varsa boyatmıştır. Türk boyacıları 19. yy.'ın ikinci yansına kadar etrafında gördüğü çiçeklerin rengini halısında, kiliminde, çorabında görmek istediğinden, doğal boyaları solmayan olgun renklerde ve ipek parlaklığında ipliklere dönüştürmeyi başarmıştır."
Yatak halılannda da Anadolu'da dokunan yöresel dokumalardaki renk anlayışı hakimdir. Renkler göze en hoş gelecek şekliyle kompozisyondaki yerini almış, bazen bir rengin farklı tonlan kullanılırken, bazen de zıt renkler bir arada kullanılmıştır. Bir köye ait belirli desen kompozisyonundaki renk anlayışı da o kompozisyondaki değişmez motifler kadar sabittir. Ancak malzeme yetersizliği, boyamada farklı tonların elde edilmesini ya da dokuyucunun kendi isteği ile yaptığı değişiklikler de göze çarpmaktadır.
İncelenen örneklerde bazı halılarda ait oldukları desen kompozisyonundan tamamen farklı renkler dikkati çekmektedir. Bu duruma yukarıda sıralanan etmenler dışında halının dokunduğu dönem ve yıpranma süreci de neden olmaktadır. Yeni örneklerdeki renkler koyu ve parlak iken daha eski yıllarda dokunmuş olanlarda solmadan dolayı renklerin açık tonları kullanılmış gibi bir izlenim hakimdir. Buna ilaveten son yıllarda birbirine yakın dönemlerde dokunan halılarda etkileşim yolu ile renklendirmelerinde hiçbir fark görülmez iken bu örneklerden 50-60 yıl önce dokunan halılarda tercihen farklı renkler kullanılmıştır. Ayrıca doğal boyalar ile renklendirilen halılarda aynı renkler kullanılsa bile gözün algılama şekli tamamen farklı olacağından sanki farklı renklerle dokunmuş gibi görünmektedir. Son dönemlerde dokunan yatak halılarının büyük bir bölümünün kimyasal boyalar ile renklendirildiği düşünüldüğünde bu, eski örneklerin ayırt edilmesine ilişkin bir özellik olarak dikkati çekmektedir.
İncelenen örneklerin tamamına yakın bölümünde atkı ipliklerinde siyah, çözgü ipliklerinde ise ipin doğal rengi tercih edilmiştir. Atkı iplikleri kırmızı olan örneklerde bulunmaktadır fakat çok az sayıdadır. Yünün doğal rengi sarımtırak bir beyazdır. Bu tonlama yünün özelliğine bağlı olduğu için her örnekte değişebilmektedir. İlme ipliklerinde her üç yerleşim biriminin desen kompozisyonunda da ortak renklerin çokluğu dikkati çekmektedir. Beyaz, örneklerin büyük bir kısmında yer alırken, siyah ile motif sınırları belirlenmiş sırası ile kırmızı, sarı ve lacivert bütün kompozisyonlarda en fazla görülen renkler olmuşlardır. Nuzumla köyü desen kompozisyonunda halı zemini lacivert, büyük bordür sarı ve küçük bordürler beyaz zeminli iken, Yeşildere köyünde halı zemini kırmızı, büyük bordür sarı, küçük bordürler siyah zeminlidir. Çalman beldesinde incelenen yatak halılarında ise halı zemini koyu kırmızı büyük bordür sarı ve küçük bordürler beyaz renk ile renklendirilmiştir. Bazı örneklerde sıradışı ve diğer örneklere göre şaşırtıcı renkler küçük alanlarda kullanılarak kanımızca belli bir iz ya da şahısa ait bir imge oluşturulmaya çalışılmıştır. Kullanılan eflatun ve pembe renkler bunun en iyi örneğidir. Örneklerin genelinde motiflerin renklendirilmesinde bej, beyaz, bordo, kahverengi, kırmızı ve tonları, lacivert, mavi ve tonları, sarı ve tonları, siyah, yeşil ve tonları ve turuncu renkler kullanılmıştır.

28 Ekim 2011 Cuma

Yatak Halılarında Kullanılan Teknik


Yatak halıları taşıdıkları teknik özellikler açısından diğer halılardan ayrılmaktadır. Anadolu'da dokunan halılarda kalite yüksek ve havlar kısa iken yatak halıları taşıdıkları fonksiyonel özellik nedeniyle tam tersi bir özelliğe sahiptir.
İncelenen örneklerde hah ebadları enlerde 109 ile 150 cm arasında, boylarda ise 157 ile 207 cm arasında değişiklik göstermekte ve bu sınırlar dışına çıkmamaktadır. Dikdörtgen formlu halılarda kilim örgüleri de ebad ve dokuma tekniği açısından değişiklik göstermektedir. Kilim örgüsünü A. AYTAÇ, "Dokunacak halının ilmeli kısımlarının dağılmaması için başlangıçta çiti örgüsünden sonra, bitiminde ise çiti örgüsünden önce yapılan bez ayağı şeklindeki örgüye denir. Genişlikleri halı ebadına ve kaliteye göre değişir. Toprakçalık, topraklık, yozsu gibi adlarla da anılır."  olarak tanımlamıştır. Yörede kilim örgüsüne verilen özel bir isim yoktur. İncelenen örneklerdeki kilim örgüleri başlangıçta 3 ile 16 cm, bitişte ise 3 ile 21 cm arasında değişiklik göstermektedir. 1 adet örneğin bitiş kilim örgüsü aşın yıpranma nedeni ile saptanamamıştır. Örnekler de 11 halıda iki veya daha çok iplikle dokunan çizgili kilim uygulanırken, 1 örnekte iki sırada bir ilme atılmış, 2 örnekte de cicim tekniği ile sanlmasın- dan oluşan ve kürt örgüsü denilen teknik uygulanmıştır. Örneklerin geri kalan kısmının kilim örgüleri düz renkli olarak ve bezayağı tekniği ile dokunmuştur. Halılann saçakları bütün örneklerde tek taraflı iken bir örnekte hem başlangıç hem bitiş kenarla- nnda saçak mevcuttur. Saçaklar, örgülü saçak tekniği ile uygulanmıştır. "Halının boyunda olan kenarlarının sağlam olması için kilim örgüsünün devamı şeklinde, ilme atılmadan yanlardaki iki ya da üç çözgü çiftine örülen, bezayağı tekniği ile çözgü çiftlerine sarıldıktan sonra, sondaki çözgü çiftinin etrafından dolanan örgüye kenar örgüsü denir."  Yatak halılannda kenar örgüleri için sağ ve soldan 3 ile 4 çözgü çifti ayrılmıştır. Genelinde düz renk olarak dokunan kenar örgüleri, 4 örnekte 3 ile 5 arasında değişen renklerle çizgili olarak dokunmuştur.
Ağaç tezgahlar ile dokunan yatak halılarının dokuyucuları çözgüye "eriş" demektedirler. Erişler gergin tutulması için iple bağlamaktadır. Halının ilmeli kısmını oluşturan düğümler Anadolu halılarının genelinde olduğu gibi Türk düğümüdür. Türk düğümü Gördes düğümü adı ile de anılmaktadır. Türk düğümünün yörede belli bir adı yoktur. "Manisa'nın kazası olan Gördes Anadolu'da bir halı merkezi olduğu için, bu
düğüm şekli adını oradan almıştır."" "Bu düğüm şeklinde ilme ipliği, bir çözgü çiftinin (ön ve arka telin) etrafından dolanarak uçlan arkadan öne doğru alttan çıkarılarak atılır. Sağ el ile tutulan çözgü çiftinden sol eldeki ilme ipliği önce arka telin, sonra ön telin etrafından dolandırılır."  "Gördes düğümü ile dokunan halılar sağlam olur. Düğümlerinin özelliği nedeni ile bu halılar daha çok geometrik, uslüplanmış ve köşeli desenlere elverişlidir."  (Bkz. Çizim No: 2).

 
Yatak halılarında düğüm atıldıktan sonra bıçak ile kesilmekte ve hav ucu o şe­kilde makasla kesilmeden bırakılmaktadır.
Yatak halılarını diğer halılardan ayıran en belirgin özellik olan uzun havlar ha­lının yüzeyde bir tülü gibi görünmesine neden olmaktadır (Bkz. Fotoğraf No: 16). İn­celenen örneklerde hav yükseklikleri 1.7 cm ile 5 cm arasında değişmektedir. İlme sıralan arasına iki sıra atkı atılmaktadır. İncelen tüm örnekler bu atkı sıra sayısına uy­gun olarak dokunmuştur. Çift kat ilme ipliği kullanılmasından dolayı halılarda kalite çok yüksek değildir. İncelenen örneklerde en kalitesinin 16 ile 31 ile, boy kalitesinin de 17 ile 38 arasında değiştiği belirlenmiştir.



26 Ekim 2011 Çarşamba

Yatak Halılarının Renklendirilmesinde Kullanılan Boyalar


Cisimleri renklendirmek için kullanılan karışıma boya, boya elde edilmesinde kullanılan, renk veren maddeye ise boyarmadde denir. "Ancak boya ile boyarmadde eşanlamlı değildir. Boyarmaddeler bir bağlayıcı ile karışmış olarak çözünmemiş karışımlardır. Boyalar ise bir yüzeyi kapatmak amacı ile kullanılır ve uygulandıklarında yüzeyde renklendirme dışında hiçbir değişiklik yapmazlar."
"Tekstil ürünlerini boyama arzusu ilk M.Ö. 5000'lerde dokumanın bulunması ile ortaya çıkmıştır. Önceleri çeşitli pigmentler elyaf üzerinde uygulanmış, bunun sürtme ve yıkama yoluyla kalıcı olmadığı görülünce başka yollar aranmıştır." Mordanlama yöntemleri ve renklerin farklı tonlarının elde edilmesi bu çalışmalar sonucu ortaya çıkmıştır. Bu çalışmalar kapsamında insanlar çevrelerindeki bitkiler ve böcekler gibi doğal kaynaklardan elde ettikleri boyalarla dokumalarını renklendirmiş- lerdir. Bitkisel boyacılıkta bitkinin kök, yaprak, meyve gibi çeşitli kısımlarından yararlanılır. "Boyarmadde içeren böceklerin ise dişi türleri kurutulup toz haline getiril-
I Q       t
dikten sonra kullanılır." Çin kaynaklarından alınan bilgilere göre doğal boyacılık M.Ö. 3000 tarihine tarihlendirilebilir. Anadolu'da boyacılık M.Ö. tarihlere kadar uzanmaktadır. "Boyalık denilen tarlalarda boya bitkileri yetiştirilirdi. 1700'lü yıllarda dünyadaki kök boya tüketiminin 2/3'sini Türkiye karşılamakta ve Avrupa'ya İzmir limanından ihraç etmekteydi. 1875 yılına kadar bu durum devam etmişti.  Günümüze ulaşabilen bazı doğal boyamacılık yöntemleri o dönemin zengin renk ve boyama anlayışından kaynaklanmaktadır. Doğal boyacılık 19. yy.'m ikinci yarısına kadar aynı başarı ile kullanılmaya devam etmiştir. "Bitkisel boyaların fevkalâde başarıyla kullanılması, rengini atmaması, daima parlak renkli olması ve de soluk renklere pek rastlanmaması Türk halılarını doğu halılarından ayırır."  XIX yy'm ikinci yansından sonra kullanılmaya başlanan sentetik boyalann etkisi ile doğal boyalar zamanla unutulmuş ve yok olmaya yüz tutmuştur.
"İlk sentetik boya olan prusya mavisi 1704'de keşfedilmiştir."  "Sentetik boyar maddelerin hemen hemen 10 kat verimle tabii boyarmaddenin yaptığı boyamayı sağlaması, tabii boya fiyatlannı da düşürmüştür. Tabii boyarmaddelerin elde edilmesindeki zorluklar, hazırlama sürelerinin uzunluğu, haslık, tabiilik, dayanıklılık gibi sentetiklerde bulunmayan bazı özellikler, sentetik boyama yöntemlerindeki kolaylıktan dolayı görmezlikten gelinmesine sebep olmuştur. Halbuki sentetiklerde hiçbir zaman tabii sıcaklığa ulaşılmamıştır."
Kimya sanayinin kurulması dokuma sanayinin gelişmesine sebep olmuştur. Doğal boyacılığın geliştirilmesi için mevcut çalışmalar yapılmış ama sonuca ulaşılamamıştır. Kimyasal boyalar yaygın olarak kullanılmaktadır.
Yatak halılarının dokunduğu bölgede yapılan araştırmada 50 yıl ve daha eski örneklerde halının bütününde ya da renklerinde doğal boyaya rastlanırken, yeni örneklerin hiçbiri de doğal boya kullanılmamıştır. Bu örneklerde tamamen kimyasal boya hakimdir. Yöre halkından alınan bilgiler doğrultusunda köylüler tarafından "boyacı" olarak tabir edilen kişilerin köye gelerek iplikleri boyadıkları belirlenmiştir. Boyama yöntemi suyun içine daldırarak kaynatma usulü yapılmaktadır. Örneklerin bazı- lannda kahverengi ipliğin doğal olduğu saptanmıştır. Bu boya için süpürge otu ve ceviz kabuğu kullanılmıştır.
Eski örneklerin boyanmasında kullanılan bitkileri saptamak için bölgede yapı­lan araştırmada kırmızı ve tonlarını elde etmek için kullanılan kökboya otu, yapışkan otu, dilkanatan otu, boya pürü gibi yöresel adlan olan Rubia tinctorum L. isimli bitki­ye rastlanmıştır (Bkz. Fotoğraf No: 13).
 
Pseudo purpirin, alizorin gibi boyar maddeler içeren bu bitkinin yörede kulla­nılan özel bir yöresel adı bulunmamaktadır. İncelenen doğal boyalı örneklerin kırmızı zeminlerinin bu boya ile renklendirildiği saptanmıştır. Eski örneklerin sahiplerinden alınan bilgilere göre doğal boyalı halıların boyanmasında boya elde etme ve boyama işlemlerini dokuyucular kendileri yapmışlardır.

24 Ekim 2011 Pazartesi

Halıda Kullanılan İplikler


"El dokumacılığındaki tüm dokuma türlerinin hammaddesi bir takım evrelerden geçerek iplik haline getirilen liftir. Tekstilde kullanılan liflerin elastikiyet, mukavemet, birbiri ile sarılıp eğrilmeye uygunluğu gibi bir dizi fiziksel özelliklere sahip olması gerekir." 
İplik elde etmek üzere kullanılan lifler doğal ve suni lifler olmak üzere iki gruba ayrılırlar. Doğal lifler bitkisel, hayvansal ve mineral liflerdir. Suni lifler ise doğal hammaddelerden elde edilen lifler, anorganik hammaddelerden elde edilen lifler, sentetik hammaddelerden elde edilen lifler olmak üzere üç gruptur.
Yün lifi hayvansal kaynaklı doğal liflerdendir. "Protein maddesi olup, amfoter yapıdadır. Yani asitlerle de, bazlarla da bileşik vermektedir. Yapısında keratin bulundurur. Kütikül kortex ve medula tabakalarından meydana gelir. Fabrikasyon amacı bakımından yün, tarama ve tarak yünü olmak üzere ikiye ayrılır. El tarağı, iğ, kirman gibi aletler yardımıyla el eğirmesi yün iplik imalatının dışında fabrikasyon imalatı yün iplik elde etmekte mümkündür.""
Halı; pamuk, yün, tiftik, ipek gibi doğal kaynaklı liflerden dokunur. "Atlı bozkır kültürüne sahip Türk boyları hem kullandıkları günlük eşyaları, hem de süs eşyalarını besledikleri evcil hayvanlarını yününden istifade ederek imal ediyorlardı. Bozkırda ahşap nadir bulunduğundan onun yerine yünün kullanıldığı belirtilmektedir. Bozkır sanatının en önemli hammaddesi yün olmuştur."  Yün, XVII yy'a kadar en yaygın malzemeydi.  Böylesine yaygın olarak kullanılan bir malzemenin elde ediliş şekli de kendine has özellikler içermektedir. "Her yıl nisan, mayıs aylarında koyunlardan kırkılan yapağılar yıkanır, temizlenir. Kirman ve iğlerde eğrilen yünler halı ipi haline getirilir."  (Bkz. Fotoğraf No: 10-11).


Nuzumla ve çevresinde bulunan yatak halılarının dokunmasında da atkı, çözgü ve ilme ipliklerinde yün kullanılmaktadır. Yöre halkından alınan bilgilere göre doku­yucular hayvanlardan elde ettikleri yapağıları makine tarağı ile elde eğirerek iplik ha­line getirmekte ve kullanmaktadırlar. Fabrikasyon iplik eğirme yöntemi kullanılma­maktadır.
İpliklerin inceliklerinin belirlenmesinde çeşitli numaralandırma sistemleri mev­cuttur. Metrik uzunluk numaralarında ağırlık birimi olarak mg, gr, kg, uzunluk birimi olarak da mm, m, km kullanılmaktadır. Buna göre; Nm = L/G (mm/mg, m/gr, knv'gr)'dır. Metrik "NM" olarak ifade edilir. "Numarametrik" şeklinde okunur.13
Yatak halılarında da 3/4 numarametrik çözgülüğe yakın incelikte çözgü. 2/4 numarametrik incelikte atkı kullanılmaktadır. İlme iplikleri 2 ile 2,5 numarametrik ölçüdedir. Ve ilme iplikleri çift kat olarak kullanılmıştır (Bkz. Fotoğraf No: 12).
Yöre halkı ipliklerini doğal yerine suni boyalarla boyatmasına karşın elinde bulunan yününü değerlendirmekte ve yün malzemeden ödün vermeksizin halılarını dokumaktadır.

22 Ekim 2011 Cumartesi

Makas ve Bıçaklar

Halı makasları atılan ilme uçlarının kesilerek, aynı boyda hav yüksekliğine sahip olmak amacı ile kullanılan aletlerdir. Ayarlı olan tiplerinde istenilen yükseklik belirlenerek makas kullanılmaktadır. Yatak halılarının tüylü yüzeyini oluşturan, kesilmeden bırakılmış ilme uçlarıdır. Bu nedenle yatak halılarında makas kullanılmamaktadır. Düğüm atıldıktan sonra iplikler belli bir uzunlukta bıçak ile kesilmekte ve öylece bırakılmaktadır. Yatak halılarının kullanımı esnasında kullanım amacı değiştirilerek havlarının kesildiği ve taban halısı olarak kullanıldığına rastlanılmıştır. Bu örnekler için ise hav kesiminde "koyun makası" denilen ve koyun kırkımında kullanılan makasların kullanıldığı tespit edilmiştir (Bkz. Fotoğraf No: 9).
Fotoğraf No: 9. Hav Kesiminde Kullanılan Koyun Makası.
Halı bıçağı; "Halı dokunurken ilme uçlarının kesilmesi için kullanılır. Fazla ilme ipliğinin kullanılmasını önlediği gibi, ilmelerin çözgü ve atkı arasındaki yerine iyi oturmasını sağlar."  Bölgede yapılan araştırmalarda kullanılan bıçaklar fotoğrafta görülmektedir.