18 Eylül 2011 Pazar

Cami Halısı Araştırması 2


Araştırma kapsamına giren Derbent ilçesinde, düzensiz desen kağıtlarının kullanıldığı, renklerin rastgele seçildiği, doğal boyalardan gittikçe uzaklaşıldığı, malzemenin tüccarlara verilerek elyaf haline getirilen ipliklerin kullanıldığı görülmüştür.
Kendi çeyizini dokuyan genç kız artık ailenin isteği ile ticari amaçla halı dokumaya başlamıştır. Üzücüdür ki Derbent ve Başarakavak yöresinde dokumacılık nesilden nesile sağlıklı aktarılamamıştır.
Küçük Muhsine dağ köyüdür. Tarım yapmaya elverişli alan halkın kendi ihtiyaçlarını karşılayacak şekildedir. Temel geçim kaynağı hayvancılık olan bu yörede halkın koyunlarına mera olarak kullandığı alanlar Orman Genel Müdürlüğü'nce ağaçlandırılmıştır. Ülke için önemli gelişme kaynağı olan bu durum köylünün aleyhine olmuş, hayvanın bir aileye getirdiği ek beslenme yükü hayvanın sağlayacağı geliri aşmıştır. Bu nedenle yörede hayvan sayısı giderek azalmaya yüz tutmuş, köyden şehre göç kaçınılmaz olmuştur.
Derbent ve Başarakavak yörelerine nazaran Küçük Muhsine köyünde orjinalliği bozulmayan halılar günümüzde de üretilebilirken, ancak bunların yok denecek kadar azalması, harcanan emek ve zamanın maddi karşılığının alınamaması yüzünden yok olmak üzeredir.
Derbent halılarında ise kalite düşmüş, hav yükseklikleri artmış bu nedenle motiflerin kenar sınırları tespit edilemez olmuştur.
Doğal boyaların terkedilmesi, boyacılığın eğitimsiz ve bilinçsiz kişilerce ticari amaçla yapılması hatta bu işlemin tekelde bulunması,
Sosyal ve ekonomik gelişim daha kısa yoldan, daha çok gelir elde etme isteği, el emeğinin değerini bulamaması halı dokumacılığını doğrudan etkilemiş, halıcılık yok olamaya yüz tutmuştur.
Başarakavak yöresinde ise tek kelime ile halıcılık tam anlamıyla ölmüştür.
10.2. öneriler
İnsanoğlu varolduğu günden bu yana ilk önceleri doğal ihtiyaçlarını karşılamak, daha sonraları ise süslenmek ve yaşadıkları mekanları süslemek için elinin emeğine, ruhunun inceliğini ve yaratıcı gücünü kullanarak bir takım eşyalar yapmışlardır. İşte bu eşyalar da geleneksel el sanatlarım meydana getirmiştir (Altuntaş 1992:2).
Geçmişten geleceğe uzanan ve kültür mirasımızın önemli bir unsuru olan el dokuması halılar, Türk Milleti'nin renk ve nakış ahengi içinde ruh zenginliğini ve sağlam karekterini, sabrını sergileyen sanat eserleridir. Milli ekonomide olduğu kadar, kültür birikiminde de önemli yer tutan bu sanat dalı turizm sektörününde ayrılmaz bir parçasıdır (Adalılar 1989:7).
Düşük yatırım tutarı ile geniş istihdam yaratma imkanına sahip olan, bu yönü ile işsizliğe önemli ölçüde çözüm getirebilecek olan nitelikli el halıcılığı çeşitli yönleriyle özellik gösteren bir üretim sektörüdür (İGEME 1988:1).
Geçmişi zenginliklerle dolu olan el halısı sektörü bugün bu zenginliğinden yeterince yararlanamamaktadır, önemli bir ihracat ve
Geleneksel olana duyulan sevgi ve hayranlık onları yaşatmaya yetmeyeceği, verimsiz ve yozlaştırıcı önlemler almaya itebilir (Aslıer 1989:23).
Bu açıdan halı sektöründe yaşanan sorunların tam anlamıyla ortaya konması gerekmektedir.
Türk Halıcılığı'nda yaşanan üretimden pazarlamaya kadar olan sorunlar, bu araştırma kapsamında yer alan Derbent, Küçük Muhsine ve Başarakavak yörelerine de yansımıştır.
Özetlendiğinde;
-   Yöre halkı halıcılık konusunda bilinçli değildir.
-   Hammadde elde etmek ve kullanıma hazır hale getirmek için verilen emek, zaman ve masraf elde edilen üründen daha pahalıya mal olmaktadır.
-   Halk daha az emek ve daha az zamanda daha çok gelir elde etmek amacıyla farklı çalışma alanlanna yönelmiştir.
-     Yörelerde eğitim ve iş imkanlarının sınırlılığı nedeni ile köyden kente göç yaşanmaktadır.
-   Yöre halıcılığı nesilden nesile sağlıklı aktarılamamış, desen, renk ve teknik olarak dejenerasyona uğramıştır.
-     Yöre halılarına iç piyasada talep azdır. Bu nedenle köylü ürettiği halıyı pazarlayamamaktadır.
-   Halk, halıcılığı sadece boş zaman uğraşısı ve çeyiz materyali olarak görmektedir.
-   Doğal boyacılık hemen hemen bitmiştir, kimyasal boyacılık ise tekel durumunda ve niteliksizdir.

-   Halı sektöründe çalışanlara teşvik edici krediler sağlanmalıdır.
-   Üreticiler konunun önemi hakkında bilinçlendirilmen, nitelikli eğitim verilmelidir.
-    Konya yöresinde faaliyet gösteren konuyla ilgili müteşebbislerle ve kamu kuruluşlarıyla (üniversite, halk eğitim merkezleri gibi) işbirliği yoluna gidilmelidir. Bu sayede;
-   Desen, motif, renk ve teknikteki yozlaşmalar tespit edilmeli ve önlemler alınmalı,
-   Üretim aşamasında kontrol yapabilecek bilir kişileri istihdam edecek bir kuruluş olmalıdır.
-      Kooperatifleşme yoluna gidilmeli ve dokuyucuya sosyal haklar sağlanmalıdır.
-   Atölyeleşme sistemine gidilmelidir.
-   Unutulan doğal boyamacılık geleneği yeniden canlandırılmalıdır.
-   Yöre halıları basın, yayın ve reklam kanalları ile görsel olarak ülke içinde tanıtılmalıdır.
Şüphesiz halıcılık sektörü birçok sektörün yaşadığı sorunları yaşamaktadır. Hangi alanda olursa olsun kalite, eğitim ve bilinçlenme ile sağlanacaktır. Halk eğitimi ülke kalkınması için en büyük etkenlerden birisidir. Bu nedenle halk eğitim sistemininde mutlaka gözden geçirilmesi gerekmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder